Paylaş
Keza büyükşehirler bünyesindeki toplam 519 ilçe belediyesinin 231’i CHP’nin kontrolüne geçti. CHP, ayrıca küçük illerdeki merkez ilçe ve belde belediyeleri gibi başka birçok göstergede durumunu eskiye kıyasla elle tutulur bir şekilde ileri götürebildi. Kuşkusuz bu seçimler, yerel düzeydeki aktörlerin de tuğralarını vurdukları, hatta ülke genelindeki siyasi iklime etki edebildikleri bir süreçti. Bu noktada CHP adayları özellikle İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ve Ankara’da Mansur Yavaş’ın ortaya koydukları mesai ve estirdikleri rüzgar da CHP’nin Türkiye bütününde elde ettiği sonuç üzerinde önemli bir etki icra etti.
Bugünkü yazımızda yapmak istediğimiz, bu aktörlerin oynadıkları rolü teslim etmekle birlikte, projektörlerimizi doğrudan parti tercihiyle kullanılan oylara çevirmek olacak. Böylelikle, CHP’nin ülke genelindeki desteğinin nerede durduğunu, bunun bölgelere göre nasıl dağıldığını anlamaya çalışacağız.
İSTANBUL’DA ADAYLA PARTİ ARASINDA 462 BİN FARK
Söylemek istediğimizi bir örnekle açıklamaya çalışalım. Son seçimde İstanbul’da CHP adayı Ekrem İmamoğlu 4 milyon 432 bin oy almıştır. Buna karşılık, İstanbul’un bütününde büyükşehir belediye meclisinin zeminini oluşturan ilçe belediye meclislerinde CHP için kullanılan oyların toplamı 3 milyon 970 bindir. İkisi arasında kayda değer bir fark var. CHP oyu, İmamoğlu’nun aldığı oyların 462 bin eksiğidir.
Parti meclisi oylarında parti aidiyeti adaya kıyasla daha belirgin bir şekilde ön planda oluyor. Aradaki farkın nedeni, belediye başkanlığında İmamoğlu’na oy veren başka partilerden seçmenlerin önemli bir bölümünün, sıra ilçe belediye meclisleri pusulalarına geldiğinde genellikle kendi partilerine dönmeleridir.
Yazımızda parti oyu derken işte 30 büyükşehirde kullanılan bu ikinci pusuladaki oyları esas alıyoruz. Büyükşehir statüsünde olmayan 51 ilde ise yine parti tercihini yansıtan il genel meclislerine kullanılan oyları...
CHP’NİN ORANI İKİNCİ HESAPTA YÜZDE 37.77’DEN 34.48’E GERİLİYOR
Bu girişten sonra ana fotoğrafa bakabiliriz. Ancak öncelikle 31 Mart’ın ardından kamuoyuna yansıyan ve sıkça ana referans olarak kullanılan şablonun gerçek durumu tam yansıtmadığını tekrarlamamız gerekir.
Anadolu Ajansı’nın da “Türkiye Geneli” olarak duyurduğu bu sonuçta, CHP 17 milyon 391 bin oy ve yüzde 37.77 oranıyla birinci görünüyor. CHP’yi, 16 milyon 339 bin oy ve yüzde 35.49 oranıyla ikinci parti olarak AK Parti izliyor.
Bu şablonla ilgili çekincemiz, 30 büyükşehirde aday faktörünün sıkça ön plana çıktığı belediye başkanlığı oylarıyla büyükşehirler dışında kalan 51 ilde parti aidiyetinin ön planda olduğu il genel meclisi oylarının toplanmasıdır. Birbirinden farklılık gösterebilen iki doku birbirine eklenmektedir.
Bunun yerine yapmamız gereken, birbirine yakın iki dokuyu buluşturmaktır. Bunun için ikinci bir hesaplama yönteminde, büyükşehirlerde göreceli olarak parti aidiyetiyle verilen ilçe belediye meclisi oyları esas alınıp, bunların toplamı il genel meclisi oylarıyla birleştiriliyor. Bu hesaplama yöntemi şu sonucu doğuruyor. İmamoğlu, Yavaş ve diğer CHP’li büyükşehir başkan adaylarına diğer partilerden gelen destek oyları bu hesabın dışında kaldığı, sadece belediye meclis oyları baz alındığı için CHP’nin oyları belli bir miktar geriliyor. Bu durumda CHP’nin ülke genelindeki toplam oyu 17 milyon 391 binden 15 milyon 791 bine geliyor. CHP ülke genelindeki birinciliğini emniyetli bir şekilde korumakla birlikte, ilk hesaplamanın 1 milyon 600 bin oy gerisindedir. Oran da 3.29 puanlık bir düşüşle yüzde 37.77’den yüzde 34.48’e inmiştir.
AK Parti de 14 milyon 851 oy ve yüzde 32.42 oranına gerilemiştir bu hesaplamada.
14 MAYIS’LA 31 MART SEÇİMİNİ KIYASLAYINCA
CHP’nin performansını değerlendirmek amacıyla başvurabileceğimiz bir yöntem, partinin aldığı bu oy miktarını 31 Mart’tan tam on buçuk ay önce gerçekleşmiş olan 14 Mayıs seçimleriyle kıyaslamaktır. Bunu il il inceleyerek yapabiliriz.
Bu arada, geçen on buçuk ay içinde seçmen sayısının da 60 milyon 721 binden 61 milyon 430 bine çıktığını da not edelim. Artış 700 binin biraz üstündedir. Hesaba katmamız gereken bir başka faktör de katılım oranının ülke genelinde yüzde 88.92’den yüzde 78.55’e gerilemiş olmasıdır.
CHP, bundan bir yıl kadar önce 14 Mayıs’ta yapılan milletvekili seçiminde yurtiçi oylarda 13 milyon 374 bin oy ve yüzde 25.41 oranıyla AK Parti’den sonra ikinci parti çıkmıştı. “Millet İttifakı” çerçevesinde adayları CHP listesinde gösterilen Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek Partisi’nden gelen oylar da bu toplamın içindeydi. 14 Mayıs’la 31 Mart arasında CHP’nin oylarında 2 milyon 417 bin oyluk artış var. Burada önemli bir noktaya dikkat çekelim. Bu karşılaştırmayı yaparken 16 ili analizin dışında tutuyoruz. Bunun nedeni, Yüksek Seçim Kurulu’nun 14 Mayıs seçimlerinden hemen önce aldığı bir kararla 16 ilde oy pusulalarında CHP ve İYİ Parti’nin “Millet İttifakı” çatısı altında yer almalarına izin vermemiş olmasıdır. Bunun sonucu varılan mutabakat çerçevesinde, 9 ilde İYİ Parti doğrudan CHP adayını, 7 ilde de CHP doğrudan İYİ Parti adaylarını desteklemiştir. Bu iller nüfus olarak kalabalık olmasalar da sonuçta oylar iç içe geçmiştir.
Kalan 65 ilin durumuna bakarken, yöntem olarak partinin 14 Mayıs’ta bir ilde aldığı oy oranı ile son seçimdeki oy oranına bakıp buradaki hareketin yönünü ölçebiliriz. Oy hareketlerini yüzde olarak A) Oy oranlarının 10 puanın üstünde arttığı iller, B) 5 ile 10 puan aralığında artığı iller, C) Artışın 0 ile 5 puan aralığında seyrettiği iller ve D) Oranın eksiye geçtiği, yani gerilediği iller şeklinde dört kümeye böldük.
CHP’nin seçim sandıklarındaki hal ve gidişini bu kümeler üzerinden değerlendirdiğimizde karşımıza çıkan tabloyu şöyle özetleyebiliriz...
A) YÜKSEK OY ARTIŞI OLAN İLLER
Birinci grupta yüzde olarak 10 puan üstünde artış sağlayan toplam 17 il var. Örneğin, CHP Adana’da 14 Mayıs’ta 397 bin oy almış. Oy oranı yüzde 28.80. 31 Mart’ta ise oyu 478 bine yükselmiş. Oran 41.08’e yükselmiş. İkisi arasındaki oranlarda 12.28 puanlık bir artış var. Bu hesapla baktığımızda Ankara 18.58 puan, İstanbul 17.19 puan, Mersin 16.26 puanlık artışlarla ilk üçe giriyor. Burada vurgulanması gereken husus, İzmir haricinde CHP’nin kazandığı 14 büyükşehrin 13’ünün de bu grupta yer almasıdır. Bu şehirlere ayrıca büyükşehir statüsü dışında kalan dört il olarak Bolu, Uşak, Yalova ve Kilis’i de ekleyebiliriz. (Bu illerde 14 Mayıs milletvekili seçimi ile 31 Mart il genel meclisi sonuçlarını kıyaslıyoruz.) Özetle, bu kategoride yüksek artışlar görüyoruz. Altını çizmemiz gereken temel nokta, 14 Mayıs’tan 31 Mart’a gelindiğinde, CHP ülke genelinde 2.4 milyon kadar oy artırdıysa, bu artışın ana gövdesinin büyük ölçüde sandıkta başarılı olduğu 13 büyükşehirdeki oylardan gelmiş olmasıdır.
Sadece İstanbul’da 14 Mayıs’la kıyaslandığında 1 milyonun üstünde oy artışı söz konusudur. Ankara’da 438 bin, Bursa 184 bin, Antalya’da 126 bin, Mersin’de 119 bin dolayında artışlar var. Sadece bu 13 büyükşehirdeki artış 2 milyon 467 bin dolayındadır. Ülke geneli oy artışı ile 13 büyükşehrin artış miktarı örtüşüyor.
B) MÜTEVAZI ARTIŞ OLAN İLLER
İkinci grupta 14 Mayıs’a kıyasla oy artışının 5 ile 10 puan aralığında olduğu yerler var. Toplam 16 il bu grupta yer alıyor. Bunlar Afyon, Amasya, Artvin, Bilecik, Edirne, Gaziantep, Giresun, Hatay, İzmir, Kırşehir, Kocaeli, Malatya, Trabzon, Zonguldak, Kırıkkale ve Osmaniye...
Bunların bir kısmı mütevazı, bir kısmı ise mütevazı ama sonuç yaratma anlamında önemli artışlardır.
Örneğin, Amasya’da 14 Mayıs’ta 68 bin kişi (yüzde 29.81) CHP’ye oy verirken 31 Mart’ta 74 bin kişi (35.12) bu yönde davranmış. Trabzon’da ise 95 binden 118 bine doğru daha 8.32 puanlık anlamlı bir artış görüyoruz. Gaziantep’te de 229 binden 259 bine doğru yine 8 puanın üstünde bir artış var.
Ama Kırıkkale gibi küçük bir ilde CHP’nin oyunun 47 binden 57 bine çıkması 9.14 puanlık artış getirirken bu partiyi birinci konuma taşımıştır. CHP, il merkezindeki belediyeyi de kazanmıştır bu ilimizde.
Her halükârda bu kümedeki artışların hepsini topladığımızda, CHP’nin ülke genelindeki artışı üzerinde sayısal olarak majör bir etkisi olduğunu söylemek zordur.
C) YERİNDE SAYAN İLLER
Üçüncü grupta CHP’nin artış oranının 0 ile 5 puan arasında seyrettiği 14 il var. Bunlar sırasıyla Burdur, Çanakkale, Kars, Kastamonu, Kırklareli, Konya, Kütahya, Ordu, Sakarya, Samsun, Sinop, Tokat, Tunceli ve Karaman’dır.
Bu illerde CHP’nin oylarının miktar olarak küçük artışlar ya da düşüşler gösterdiğini, bazı durumlarda ise miktarın aynı kaldığını görüyoruz. Bu kümenin özelliği, katılım oranı düştüğü için, oy miktarının gerilediği bazı durumlarda bile önceki seçime kıyasla CHP’nin oy oranında küçük artışların ortaya çıkmasıdır.
Bu durumun bir uzantısı olarak, CHP’nin oy oranının arttığı ama, oy miktarının irtifa kabettiği illerin durumuna bakalım. Çarpıcı olması açısından oy miktarları üzerinden açıklarsak, Konya’da CHP’nin oyunun 188 binden 171 bine, Ordu’da 121 binden 114 bine, Tokat’ta 80 binden 77 bine indiğine dikkat çekebiliriz. Buna karşılık, Kastamonu’da 54 binden 59 bine, Samsun’da 174 binden 183 bine çıkmıştır CHP oyları. Hepsi de sözünü ettiğimiz aralık içindedir.
Genel bir gözlem belirtirsek, bu küme de CHP’nin ülke genelindeki oy artışı üzerinde olumlu ya da olumsuz sonuç yaratan bir kategori oluşturmuyor. Burada ağırlıklı olarak bazı Orta Anadolu ve Karadeniz illeri yer alıyor.
D) AŞAĞI GİDEN OYLAR
Dördüncü grupta iki seçim kıyaslandığında bir ildeki oy hareketinin oran olarak eksiye geçtiği yerler var. Bu durumdaki 18 il Ağrı, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Isparta, Kayseri, Kahramanmaraş, Mardin, Nevşehir, Niğde, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Karabük...
Bu illerde CHP, 31 Mart’ta 14 Mayıs’taki oranın altına inmiş görünüyor.
Tabloyu yine çarpıcı olması bakımından oran yerine doğrudan oy miktarları üzerinden anlatalım. CHP oyları Elazığ’da 73 binden 40 bine, Erzurum’da 27 binden 21 bine, Kahramanmaraş’ta 100 binden 73 bine, Kayseri’de 155 binden 118 bine , Sivas’ta 65 binden 55 bine, Diyarbakır’da 69 binden 27 bine gerilemiştir.
CHP’nin kan kaybettiği bu iller ağırlıklı olarak Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde karşımıza çıkıyor.
Bu yazıda somut veriler üzerinden CHP oylarındaki ana yönelişlerin altını çizmekle yetiniyoruz. Bu yönelişlerin ne anlama geldiğini ayrıca yorumlayacağız.
Paylaş